Son zamanlarda Kayseri Valimiz Sayın Gökmen Çiçek’e yönelik çeşitli eleştiriler ve asılsız söylemler kamuoyuna yansıyor. Ancak ne yazık ki bu ülkede artık alıştığımız üzere, “ağzı olan konuşuyor.” Oysa konuşmadan önce biraz insaf, biraz vicdan ve en önemlisi de hakkaniyet gereklidir.

Sayın Gökmen Çiçek, Kayseri’ye atandığı günden bu yana yalnızca bir kamu yöneticisi değil; aynı zamanda bu şehrin gönül elçisi, halkla devlet arasında güçlü bir köprü olmuştur. Her kesimden, her görüşten insanla temas kurmuş; halkın derdini dinlemiş, çözüm üretmiş ve her zaman toplumun içinde, halkın yanında olmuştur. Kapısı da gönlü de herkese açıktır. Bugün Kayseri’de hangi mahalleye gitseniz, hangi esnafla konuşsanız, Valimizin çalışkanlığına, samimiyetine ve adanmışlığına dair takdir dolu sözler işitirsiniz.

Gökmen Çiçek’in karnesine bakıldığında başarılarla dolu bir yönetim tablosu ortaya çıkar. Hepimiz hatırlıyoruz: Deprem bölgesinde koordinatör vali olarak yürüttüğü çalışmalar, sadece bir görev değil, gerçek bir insanlık hizmetiydi. O bölgede gösterdiği fedakârlık, halkla kurduğu güçlü bağ, Türkiye’nin dört bir yanında takdir toplamıştır. Kayseri’de de bu hizmet anlayışının bir devamı olarak uyuşturucuya karşı başlattığı kararlı mücadele, binlerce annenin duasına mazhar olmuş, ailelerin yüreğine su serpmiştir. Gençlere, kadınlara, dezavantajlı gruplara yönelik projeleriyle adeta gönüllerin valisi olmuş bir kamu görevlisinden söz ediyoruz.

Bugün işte böyle bir ismin, karalama kampanyalarına hedef yapılması asla tesadüf değildir, aksine manidardır. Bu ülkenin milletine adanmış, milletiyle omuz omuza yürüyen bir kamu görevlisinin hedef haline getirilmesi, ancak art niyetli odakların işi olabilir. Bu tür iftiraları dillendirenler, ne ahlaktan ne de insanlıktan nasibini almıştır.

Özellikle CHP Milletvekili Aşkın Genç’in yaptığı açıklamalar, gerçeklikten uzak olmasının ötesinde, 28 Şubat kalıntısı bir zihniyetin yeniden hortlatılma çabasıdır. Bu söylemler; halkı “irtica” paranoyasıyla yıllarca baskı altında tutmuş, dini ve manevi değerlere savaş açmış eski ve kokuşmuş bir aklın ürünüdür. Aşkın Genç’in mayıs ayında gerçekleşmiş tamamen açık ve şeffaf bir nezaket ziyaretini bugün yeniden gündeme getirip, bunu bir iftira vesilesine dönüştürmeye çalışması; ahlaki değil, insani değil, vicdani hiç değildir.

Bir kamu yöneticisinin, her kesimden insanla görüşmesini “cemaat” yaftasıyla karalamaya çalışmak, toplumu kutuplaştırmak ve kamu idaresinin tarafsız yapısını zedelemektir. Bu yaklaşım; fitneye zemin hazırlayan, halkı birbirine düşüren, ülkeye zarar veren bir dildir.

Ancak biz bu dile teslim olmayacağız. Biz susmayacağız. Biz, Sayın Gökmen Çiçek’in yanında durmaya, onun adil, şeffaf ve insan odaklı yönetimini desteklemeye devam edeceğiz. Çünkü Gökmen Çiçek’e sahip çıkmak; hakikate, vicdana, kamu hizmetine ve memleket sevdasına sahip çıkmaktır.

Bugün susarsak, yarın adalet adına söyleyecek bir sözümüz kalmaz. Biz sustukça karanlık konuşur. Bu yüzden konuşacağız: Gökmen Çiçek yalnız değildir!